BESLENME

Longevity Diyeti Nedir? Longevity Beslenmesi Nasıl Olmalı?

“Longevity nedir?” sorusuna sıklıkla uzun ve kaliteli bir yaşam sürmek diye yanıt verilir. Sağlıklı uzun bir hayat yaklaşımının temelini oluşturan unsurlardan biri de beslenme alışkanlıklarıdır. Peki, sağlıklı beslenme nasıl olur? Hem bedene hem zihne faydalı olan diyetler Longevity için tercih edilmelidir. Aralıklı oruçtan akdeniz diyetine kadar pek çok sağlıklı beslenme biçiminden hangisinin sizin için uygun olduğunu merak ediyorsanız okumaya devam edebilirsiniz.

12 Temmuz 2024 12 dk
Longevity Diyeti Nedir? Longevity Beslenmesi Nasıl Olmalı?

Longevity Diyeti Nedir? Beslenmesi Nasıl Olur?

Longevity diyeti, sağlıklı ve uzun bir yaşam hedefleyen bir beslenme yaklaşımıdır. Bu diyetin temel amacı, vücudu beslerken hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatmak ve hastalıklara karşı direnç oluşturmak için gerekli besinleri sağlamaktır. Longevity diyetinde düşük kalorili, bitki bazlı beslenmeye odaklanılır ve işlenmiş gıdalardan uzak durulur. Diyet, Akdeniz tipi beslenmeye benzeyen ancak yaşlanma karşıtı etkileri güçlendirilmiş bir model sunar.

Longevity Beslenmesi Nedir?

Longevity beslenmesi, yaşlanma sürecini yavaşlatmayı hedefleyen bir beslenme düzenidir. Bu diyet, genellikle bitki bazlı besinlerin yoğun olduğu ve protein, lif, antioksidan bakımından zengin bir içerik sunar. Ayrıca, sağlıklı yağlar, özellikle zeytinyağı ve omega-3 yağ asitleri açısından zengin gıdaların tüketilmesini önerir. Longevity beslenmesi, sadece uzun bir yaşam değil, aynı zamanda hastalıklardan uzak, enerjik bir yaşam için gerekli tüm besin ögelerini kapsar.

longevity diyeti

Longevity Beslenmesi Nasıl Olur?

Bu beslenme modelinde, kalori kısıtlaması önemli bir yer tutar, çünkü araştırmalar kalori kısıtlamasının hücre sağlığını desteklediğini gösteriyor. Longevity beslenmesinde porsiyonlar küçültülürken besin değeri yüksek olan gıdalara öncelik verilir. Örneğin, öğünlerde protein ihtiyacını bitkisel kaynaklardan almak tercih edilir ve günde en az 5 porsiyon sebze-meyve tüketilmesi önerilir. Özellikle fasulye, nohut, mercimek gibi baklagillerle sağlanan protein, Longevity diyetinde önemli bir yer tutar.

Longevity Diyeti Nedir?

Longevity diyeti, özellikle uzun ve sağlıklı yaşamayı amaçlayan insanlar için geliştirilmiş bir beslenme düzenidir. Protein ihtiyacının çoğunlukla bitkisel kaynaklardan karşılanması, kırmızı etin azaltılması ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması bu diyetin temel prensiplerindendir. Ayrıca, haftada birkaç gün kısa süreli oruç tutmak veya kalori alımını azaltmak, diyetin bir parçası olarak hücre yenilenmesini destekleyebilir.

Longevity Diyeti İçin Temel Besinler

Longevity diyetinde öne çıkan temel besinler şu şekilde sıralanabilir:

  • Baklagiller
  • Yeşil yapraklı sebzeler
  • Çilek ve böğürtlen gibi antioksidan zengini meyveler
  • Tam tahıllar ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlardır.

Özellikle ceviz, badem gibi kuruyemişler, yaşlanma karşıtı etkileriyle bilinir. Bu diyette şeker, beyaz un ve işlenmiş ürünlerden kaçınılır. Bunun yerine, doğal tatlandırıcılar ve glisemik indeksi düşük karbonhidratlar tercih edilir.

Dilerseniz gelin, birlikte Longevity diyetine uygun yaklaşıma sahip diyet türlerini inceleyelim.

Akdeniz Diyeti ve Uzun Yaşam

Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde yaygın olan ve bu coğrafyaların beslenme alışkanlıklarını temel alan diyet şekline akdeniz diyeti denir. Bu beslenme biçiminin temelini; sebze, meyve, tam tahıllar, kuru baklagiller, zeytinyağı, balık ve az yağlı süt ürünleri oluşturur. Akdeniz diyetinde kırmızı et ve işlenmiş gıdalar sınırlıdır ve haftada birkaç kez tüketilir. Yapılan araştırmalarda bu beslenme modelinin, kardiyovasküler hastalıklar ve kanser gibi bulaş riski taşımayan kronik hastalıkların riskini azalttığı gözlemlenmiştir[1].

Obezite ve diyabet gibi sorunların önlenmesinde önemli bir rol oynayan Akdeniz diyetinde sıklıkla yer alan zeytinyağı, kalp sağlığına faydalı yağ asitleri içerir ve antioksidan özellikleriyle bilinir. Sebze ve meyveler vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral ve lifleri sağlayarak bağışıklık sistemini de güçlendirir. Yoğunluklu olarak tüketilen tam tahıllar ve kuru baklagiller ise sindirim sağlığını destekler ve kan şekerinin düzenlenmesine katkı sağlar[1]. Akdeniz tarzı diyetler sadece beslenme alışkanlıklarıyla sınırlı kalmaz, sosyal hayat ve kültürel değerlerle de ilişkilendirilir. Yemeklerin aile ve arkadaşlarla birlikte paylaşılması ve sosyal bağların güçlendirilmesi ise mühim bir rol oynar. Akdeniz diyeti, yaşanılan topraklarda üretilen gıdaları mevsiminde yemeyi önerdiği için son derece sürdürülebilir bir beslenme düzenidir[1].

longevity diyet çeşitleri

Akdeniz diyeti fiziksel aktiviteyi de içeren bir yaşam tarzını benimser. Düzenli fiziksel aktivite, obezite ve diğer kronik hastalıkların önlenmesinde önemlidir. Bu beslenme düzeni günlük yaşamda küçük değişikliklerle fiziksel aktiviteyi artırmayı teşvik eder. Tüm bunların yanı sıra Akdeniz tarzı beslenme biçimi esnek ve bireyin ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir bir yapıdadır. Bu plana göre her gün muhakkak tam tahıllar, taze sebze-meyve, zeytinyağı ve de az yağlı süt ürünleri tüketilmelidir. Haftalık olarak ise balık, kuru baklagiller ve sınırlı miktarda kırmızı et tüketimi önerilir[1].

Akdeniz Diyetinin Ana Unsurları

Uygulaması son derece kolay olan Akdeniz tarzı beslenme biçiminin kısaca özetlenmiş hali şu şekildedir:

  • Günlük olarak çeşitli taze meyve ve sebzelerin tüketilmesi mühimdir. Bu gıdalar vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminler, mineraller ve lif açısından zengindir.
  • Temel yağ kaynağı olarak zeytinyağı tercih edilir. Tekli doymamış yağ asitleri, antioksidanlar barındırır. Bu özellikleri sebebiyle kalp sağlığına faydalıdır.
  • Haftalık olarak balık ve deniz ürünlerinin tüketimi önerilir. Böylece kalp-damar sağlığını destekler.
  • Ekmek, makarna ve pirinç gibi tam tahıllar, rafine edilmiş ürünler yerine tercih edilmelidir. Bu besinler daha çok besin maddesi içerirler ve lif kaynağıdırlar.
  • Tüketiminin sınırlı miktarda tutulması gereken gıda ise kırmızı ettir.
  • Şeker ve tatlıların tüketimi de nadir olacak şekilde düzenlenmelidir.

Bitki Bazlı Diyetler ve Yaşlanma Süreci

Son yıllarda gıda endüstrisine yönelik bakışın ve sağlık bilincinin iyileşmesi nedeniyle bitki bazlı diyetler popülerlik kazanmıştır. Bu gibi beslenme biçimlerinin temelini meyve-sebze, baklagiller, tam tahıllar, kuruyemişler ve tohumlar oluşturur. Beslenme planında hayvansal ürünlerin tüketimi ise sınırlanır ya da tamamen diyetten çıkarılır[2]. Hayvansal gıdaların azaltıldığı, vejetaryen ya da vegan beslenme biçimleri üzerine yapılan çalışmalar her geçen gün artar.

Bitki bazlı beslenme biçimleri antioksidanlar açısından zengin besinleri içerdikleri için yaşlanma sürecini yavaşlatabilir. Çünkü antioksidanlar, vücuttaki serbest radikallerle savaşarak hücresel hasarı azaltabilir ve dolayısıyla yaşlanma belirtilerini geciktirebilirler. Bitki bazlı diyetlerin düşük düzeyde inflamasyona yol açtığı gösterilmiştir. Yani vücudun inflamatuar yanıtlarını azaltabilir[2]. Bu faydalar da kronik hastalıkların riskini azaltarak uzun yaşamı destekleyebilir.

Bitki bazlı beslenme biçimleri doymamış yağ asitleri bakımından da zengindir. Omega-3 yağ asitleri içeren tohumlar, cevizler ve keten tohumu gibi besinler, kalp sağlığını korur. Sağlıklı olan bağırsak mikrobiyotası, bütünsel sağlık durumu üzerinde de etkilidir. Bitki bazlı beslenme alışkanlıkları düşük glisemik indeksli gıdaları içerir bu yüzden kan şekerinin dengelenmesinde yararlıdır ve tip 2 diyabet riskini azaltabilir[2]. Sağlıklı bir metabolizma aynı zamanda yaşlanma belirtilerini kontrol altında tutabilir.

bitki bazlı diyetler

Yapılan çalışmalar, bitki bazlı beslenme biçiminin kalp hastalıklarına, diyabete ve bazı kanser türlerine karşı koruyucu olduğunu bulgulamıştır. Bitki bazlı diyetlerin kalp hastalığı riskini azalttığı ve uzun ömürlülüğü desteklediği bulunmuştur[2]. Bu tip beslenme alışkanlıkları yalnızca sağlığı iyileştirmekle kalmaz, öte yandan çevre için de olumlu etkileri vardır. Bitkisel gıdaların üretiminde hayvansal ürünlere kıyasla daha az su ve enerji tüketilir, haliyle daha düşük karbon ayak izi bırakır. Bitki bazlı beslenmek hem bireysel sağlık hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından önemlidir.

Bitki bazlı diyetlerin sağlıklı yaşam üzerindeki bu olumlu etkileri, beslenme alışkanlıklarını sürdürülebilir bir şekilde değiştirmenin potansiyelini vurgular. Yine de her bireyin beslenme ihtiyaçları farklı olduğundan, bu diyetin sağlık üzerindeki etkileri bireysel olarak değerlendirilmelidir.

Bitki Bazlı Beslenme Biçimlerinin Faydaları

Hayvansal gıdaların sınırlandırıldığı ya da tamamen ortadan kaldırıldığı bitki bazlı beslenme alışkanlıklarının yararları şu şekilde sıralanabilir;

  • Bitkisel besinler hücre hasarını önlemeye yardımcı olan antioksidanlar ve fitokimyasallar açısından zengindir[2].
  • Bu tip beslenme planları düşük kalori ve yüksek besin yoğunluğuna sahiptir. Bu açıdan kilo kontrolüne yardımcı olarak obezite riskini azaltabilir[2].
  • Bitki bazlı kalori alımında doymuş yağ oranı düşük olduğu için kalp sağlığını korur. Lif açısından zengin olan bu gibi diyetler, kolesterol seviyelerini de düşürmeye destek olabilir[2].
  • Lifli gıdalar, bağırsak sağlığını destekler ve sindirim sistemi fonksiyonlarını düzenler. Haliyle bağırsak hareketlerini artırdığı için kabızlığı önleyebilir ve de bağırsak sağlığını düzenleyebilir[2].

Aralıklı Oruç ve Hücresel Yenilenme

Aralıklı oruç son yıllarda popülerleşen ve sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle dikkat çeken bir beslenme planıdır. Pek çok insanın yaşam tarzı haline gelen bu uygulamanın hücresel yenilenme ve sağlık üzerindeki potansiyel faydaları çeşitli araştırmalarla desteklenir. Aralıklı oruç denince ilk akla gelen hücresel düzeyde temizlik ve yenilenmeyi teşvik etmesidir. Aralıklı açlık otofajinin (hücre içi atık maddelerin düzenlenmesi) artmasını sağlayarak hücrelerin daha verimli çalışmasına katkıda bulunabilir. Üstelik bu planla beslenmek mitokondriyal sağlığı da artırabilir. Mitokondriler, hücrelerde enerji üretir ve metabolizma için önemlidir. Aralıklı oruç sırasında artan mitofajinin mitokondrilerin daha sağlıklı kalmasına katkı sağlar[3].

Aralıklı açlık antioksidan savunmayı artırabilir ve kronik inflamasyonun azalmasını destekleyebilir. İntermittent fasting insulin duyarlılığını artıracak kan şekerinin düzenlenmesine fayda sağlayarak hormonal değişimlerin daha dengeli olmasına ve metabolik sağlığın korunmasına yardımcı olur[3]. Bu beslenme yaklaşımı aynı zamanda insülin duyarlılığını artırır, kan şekeri seviyelerini düzenler ve kilo kontrolünü destekler. Böylece tip 2 diyabet riskini azaltır ve genel metabolik sağlığı iyileştirir[3].

aralıklı oruç

Aralıklı açlığın hastalıklar üzerindeki potansiyel faydaları, sağlıklı bir yaşam tarzı seçeneği olarak giderek daha fazla araştırılır. İntermittent fasting yani aralıklı oruç, gıda tüketimi ve açlık saatlerinin belirlendiği bir beslenme biçimidir. Bu beslenme planının hücresel yenilenme ve diğer fiziksel şikayetler üzerinde olumlu etkileri olduğuna dair çalışmalar yapılmıştır. Aralıklı açlık vücudun doğal ritimlerine uyum sağlayarak metabolizmayı düzenler, hücreleri onarır ve sağlıklı yaşlanmayı destekler.

Aralıklı Oruç Türleri:

Araştırmalarda yer alan aralıklı açlık biçimlerinin en bilinenleri şu şekildedir;

  • 16/8 Metodu: Günün 16 saati oruç tutulur, kalan 8 saat ise yemek yeme periyodunu içerir. (Örn: Öğlen 12.00 ile akşam 20.00 arasında beslenmek.)
  • 5/2 Oranı: 5 gün standart yeme alışkanlıklarının devam ettiği kan 2 günde ise alınan gıdaların epey kısıtlandığı bir aralıklı açlık düzenidir.
  • 24 Saat Oruç: Haftanın en fazla bir iki günün oruç tutulduğu ya da kalori alımının epey azaltıldığı bir beslenme biçimidir.

Antioksidanlar ve Süper Gıdalar

Longevity yaklaşımı sağlıklı yaşlanmayı destekleyen ve uzun ömürlülüğü artıran besin bileşenleri önemser. Bu nedenle ilgili yaklaşımda antioksidanlar ve süper gıdalar büyük bir yer tutar. Antioksidanlar vücutta oksidatif stresi azaltarak hücre hasarını önlerken, süper gıdalar yüksek besin değerleri ve faydaları ile bilinir[4].

Vücuttaki hücre hasarı önlendikçe yaşlanma süresi de yavaşlar. Antioksidanlar, serbest radikallerin  sebep olduğu zararı azaltır. İlgili moleküller DNA’ya zarar verebilir ve kronik hastalıkların gelişimine katkıda bulunabilir. Bağışıklık sistemi üzerinde etkilidir ve fiziksel direnci artırır. Hastalıklar ve enfeksiyonlar karşısında bedeni C/E vitaminleri ve çeşitli antioksidanlarla güçlendirir. Antioksidanlar cilt hücrelerini serbest radikallerin zararlarından koruyarak cilt sağlığını da iyileştirir. Süper gıdalar ise yüksek besin yoğunluğuna sahiptir. Bu süper gıdalar; antioksidanlar, vitaminler, mineraller ve diğer önemli besin bileşenleri açısından oldukça zengindir.

Antioksidanların ve süper gıdaların sağlık üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmalar bu besinlerin kronik hastalık riskini azalttığını ve genel durumu iyileştirdiğini göstermiştir. Antioksidan açısından zengin diyetlerin yaşlanma belirtilerini geciktirdiği bulgulanmıştır. Üstelik süper gıdaların düzenli tüketimi enerji seviyelerini artırır ve sindirim sistemini destekler[4].

antioksidan

Antioksidanlar ve süper gıdalar sağlıklı beslenmenin temel taşları arasında yer alır. Bu gıdalara pek çok örnek verilebilir. Mesela kayısı, yüksek potasyum, fosfor, kalsiyum, sodyum ve magnezyum içeriğiyle dikkat çeker. Üstelik kayısı likopen, A ve E vitaminleri gibi antioksidanlar bakımından zengindir. Bu özellikleri sayesinde antioksidan aktivitesi ile hücresel hasarı azaltmaya ve sağlıklı yaşlanmayı desteklemeye yardımcıdır. Fenolik bileşikler, vitaminler ve mineraller açısından zengin olan kayısı, kaliteli bir beslenme için mühim bir bileşendir. Bir başka örnek olarak kestane, bitki östrojenleri içerir ve antiinflamatuar etkisi ile bilinir. Elma ise antioksidan ve antimutajenik özelliklere sahiptir. Lif ve pektin içermesi sayesinde elma, bağırsak sağlığını destekler. Üzüm de flavonoid ve resveratrol içeriği ile kalp sağlığını korumada etkili olabilir çünkü trombosit agregasyonunu inhibe ederek pıhtılaşmayı önleyebilirler[4]. Siz de bu gibi süper gıdaları günlük beslenme düzeninize ekleyerek sağlıklı bir yaşam için ilk adımı atabilirsiniz.

Longevity diyetleri, sağlıklı ve uzun bir yaşam için birçok beslenme planı sunar. Akdeniz tarzı ve bitkisel bazlı diyetler ön plana çıkarken, beslenme biçimi olarak aralıklı açlık uygulanması önerilir. Bu diyetler kalp-damar sağlığını korur, kronik hastalıkların riskini azaltır, hücresel yenilenmeyi teşvik eder ve genel sağlık üzerinde olumlu etkiler sağlar. Süper gıdalar ve antioksidanlar da yaşlanma sürecini yavaşlatarak fiziksel enerjiyi güçlendirir. Sağlıklı ve uzun bir yaşam için bu beslenme planlarının düzenli olarak uygulanması tavsiye edilir. Bu önerilerin nedeni beslenme seçimlerinin sağlık üzerinde derin ve uzun vadeli etkiler yaratmasıdır.

MAC Masters

MAC Masters

MAC Masters, 2007 yılından beri her gün artan bilgi birikimleriyle spor ve sağlıklı yaşama dair merak edilen sorulara yanıt veren eğitmen topluluğumuzun ismi. Bazen yeni başlayanlar için antrenman adımlarını, bazen de spesifik bir antrenmanın en önemli detaylarını paylaşmak için buradalar!

Tüm yazılarına göz at (294)
SAYFA BAŞINA DÖN

ÖNE ÇIKANLAR

MAC+
KULÜP VE STÜDYOLAR