FUTBOL

Libertadores Kupası: Maracana’da Olmak

Güney Amerika futbolunun coşkusunu yerinde yaşamak… Libertadores Kupası finali, bu zaten özel tecrübenin zirve noktaları arasında.

20 Kasım 2023 6 dk
Libertadores Kupası: Maracana’da Olmak

Her insanın gerçekleştirmek istediği hayalleri vardır. Benim hayallerimden biri de önemli spor organizasyonlarını yerinden izlemek. Fırsat buldukça, koşullar elverdikçe bu hayalimi gerçekleştiriyorum. Güney Amerika’da daha önce bir spor organizasyonunu izleme şansım olmamıştı. Bu ay; sporun, özellikle de futbolun en tutkulu şekilde vücut bulduğu kıta olan Güney Amerika’da Copa Libertadores finalini izleme şansını yakaladım.

Güney Amerika’nın Şampiyonlar Ligi olan Copa Libertadores’te finaller birkaç yıl öncesine kadar çift maç üzerinden oynanıyordu. Finalin tek maç üzerinden oynanması kararının alınmasının ardından Buenos Aires’te oynanacak bir finali izleme hayalim vardı. Bu yılın başında da 2023 finalinin Boca Juniors’a ev sahipliği yapan ve “La Bombonera” olarak da bilinen Alberto José Armando Stadyumu’nda oynanacağına dair haberler çıkınca beklediğim fırsatın geldiğini düşünmeye başladım. Hatta bu projemi anlattığın arkadaşım Enes Kanbur da “Buenos Aires’e gidelim” demişti. Resmi olarak finalin Buenos Aires’te oynanacağının açıklanmasını beklerken Güney Amerika’nın UEFA’sı CONMEBOL bir sürprize imza atarak bu seneki finalin Brezilya’nın Rio de Janerio şehrindeki Maracana Stadyumu’nda oynanacağını açıkladı. İlk başta hayal kırıklığına uğramış olsak da Maracana’nın dünyanın en önemli stadyumlarından ve Rio’nun dünyanın en güzel sahiline sahip şehirlerinden biri olduğunu düşününce bu yılki finali de yerinde izlemenin kaçınılmaz bir fırsat olduğunu düşündük ve uçak biletlerini almaya karar verdik.

Libertadores Kupası

İstanbul’dan Rio’ya direkt uçuş olmadığı için Sao Paulo aktarmalı gidecektik. 30 Ekim’de, finalden beş gün önce gidip 6 Kasım’da dönecektik. Biletler alındı kalacağımız yeri Airbnb’den seçtik ve seyahat tarihini beklemeye başladık. Bu süreçte de Rio ile ilgili bilgiler edindik. Bu bilgilerden en önemlisi Güney Amerika’nın, Brezilya’nın ve doğal olarak da Rio’nun güvenlik açısından zaman zaman sıkıntılı olduğuydu. Fakat biz şanslıydık. Rio’da bulunduğumuz süre zarfında final maçı nedeniyle güvenlik önlemleri arttırılmıştı. Bu nedenle şehri gezerken herhangi bir sıkıntı yaşamadık.

İstanbul’dan Sao Paulo’ya 13, Sao Paulo’nda da Rio’ya 6 saatlik bir yolculuk yapmak gerekiyor. Brezilya’da şehirlerarası seyahatlerde genellikle otobüsler tercih ediliyor. Ayrıca uçak biletlerinin fiyatlarının da pahalı olduğunu söylemek gerekiyor. 1 saatlik Sao Paulo-Rio uçuşlarının tek yön biletlerinin fiyatları 4 bin TL ile 12 bin TL arasında. Gece 12’de bindiğimiz otobüsle sabah 5.30’da Rio’ya giriş yapsak da otobüs terminaline varmamız 2 saati buldu. Rio’da hayat sabah 5’te başlıyor. Hava aydınlandıktan kısa bir süre sonra bizdeki köprü trafiğine benzer bir trafikle karşılaşıyorsunuz. Saat sabah 5.30’da otobüsler dolu, trafik ise kilit!

Libertadores Kupası

Brezilya bir Güney yarımküre ülkesi olduğu için yaz aylarını yaşamaya başladı. Bizim Rio’ya vardığımız sabah hissedilen sıcaklık yüzde 90 nemle birlikte 36 dereceye ulaşmıştı. Gerçi öğleden sonra sıcaklık daha insani bir seviyeye indi. Final haftasında Rio’ya gelenler sadece ben ve Enes değildik. Beklentilerin altında bir sezon geçirmesine rağmen Copa Libertadores’te bütün eleme turlarını penaltılarla aşan Boca Juniors taraftarı da Rio’ya akmaya başlamıştı. Final haftasında şehre gelen Arjantinli sayısı 180 bini buldu. Arjantinliler kupayı yedince kez müzelerine götürmek için Rio kulübü ve aynı zamanda Maracana’nın ev sahiplerinden Fluminense’yle karşılaşacaktı. Brezilya ekibi daha önce 2008’de final oynamış ve Ekvador temsilcisi LDU Quito’ya kaybetmişti. Kendi evlerinde tarihlerindeki ilk şampiyonluğu kazanma şansı ayaklarına gelmişti. UEFA’nın final etkinliklerinde her takım için ayrı bir taraftar bölgesi kurulur. CONMEBOL ise UEFA’dan farklı olarak tek bir taraftar bölgesi kurmuştu. Bunun için de şehrin en popüler, en bilinen yeri Copacabana’yı seçmişti.  İlk iki gün sakin olan ‘fan zone’a üçüncü günden itibaren girmek için metrelerce uzunlukta olan kuyruklarda beklemek gerekiyordu. Aynı şey, Fluminense’nin herhangi bir ürününü satın almak isteyenler için de geçerliydi. Fluminense ürünlerinin satıldığı kulübün resmi mağazalarının önünde metrelerce uzunlukta kuyruklar bulunuyordu.

Libertadores Kupası

Brezilya polisi, maçtan iki gün önce Copacabana’da eğlenen Boca taraftarlara Fluminenselilerin pusu kurmasının ardından güvenlik önlemlerini arttırdı. Copacabana’dan şehrin en elit ilçesi Lebnon’a kadar uzanan sahil şeridinde neredeyse her 200 metrede bir polis ya da askeri polis yer alıyordu. Maracana Stadyumu’na gitmenin en kolay yolu olan metroda da taraftarlar için önlem alınmıştı. Maç günü metroya indiğinizde taraftarları bekleyen askeri polis, Bocalıları peronun sol tarafına, Fluminenselileriyse peronun sol tarafına yönlendiriyordu. Böylece Maracana’ya giden metronun ön tarafında Fluminense, arka tarafındaysa Boca taraftarları bulunuyordu. Stadyum yolunda da iki kulübün taraftarı için farklı güzergahlar belirlenmişti. Boca taraftarları Maracana’dan bir önceki istasyon, Sao Cristovao’da inerken, Fluminenselilerse Maracana’ya gidiyordu.

Maracana metro istasyonundan inip stadyuma doğru giderken sizi koca bir kavşak karşılıyor. Böylece istasyondan aynı anda çıkan binlerce taraftar sıkışmadan rahat rahat yürüyebiliyor. Maracana’ya girdiğimizde gerçekten de büyülü bir atmosfer sizi bekliyordu. Kendi adıma bulunduğum en iyi final atmosferini yaşadığımı söyleyebilirim. Final maçına dair beklentilerim çok yüksek değildi. Karşılaşma bir final maçına yakışacak heyecan içinde geçtiyse de oynanan futbol açısından kalite düşüktü. Fakat bu kalite düşüklüğünü stadyumdaki ambiyans ve 70 bine yakın taraftar telafi etti. Hem ev sahibi Fluminense hem de binlerce kilometre uzaklıktan gelen Boca Juniors taraftarları finalin hakkını verdi. Zaman zaman karşılaşmayı izlemeyi bırakıp hayran gözlerle tribünlere dikkat kesildim. Avrupalılardan farklı olarak Güney Amerikalılar futbolu farklı bir heyecan seviyesinde izliyor ve sizi de buna ortak ediyor.

Libertadores Kupası

Fluminense 120 dakika sonunda 2-1 kazanarak tarihinde ilk kez Güney Amerika’nın en büyüğü oldu. Copa Libertadores’i en fazla kazanan kulüp unvanını almak için gelen Boca taraftarları ise maçın ardından sessizce stadyumdan ayrıldılar. Arjantinliler, maç öncesinde günlerdir süren coşkularının aksine sessiz ve sakin bir şekilde Copacabana’nın çeşitli mekanlarında yemek yediler. Bizse kupa töreninin ardından koşar adımlarla stadyumdan çıkarken Fluminense taraftarlarıyla birlikte metroya bindik. Onların şampiyonluk coşkularına şahit olarak Copacabana’da kaldığımız yere geldik. Rio’da geçirdiğim bir hafta hayatımdaki en güzel ve unutulmaz haftalardan biri olarak şimdiden yerini aldı…

Mustafa Taha

Mustafa Taha

2004’te spor medyasında çalışmaya başladı. Kendini bildiğinden beri yürüyerek mesafeleri katetmeyi tercih ediyor. İcra edemediği spor dallarını da izlemeyi, üzerine yazmayı, kafa yormayı seviyor.

Tüm yazılarına göz at (6)
SAYFA BAŞINA DÖN

ÖNE ÇIKANLAR

MAC+
KULÜP VE STÜDYOLAR