Inter: Ahenk İçindeki Kaos
Simone Inzaghi tırnaklarıyla kazıyarak geldiği Inter’de dördüncü sezonunu geçiriyor. Takımı her sezon daha ileriye taşıyan hoca 31 Mayıs’ta Münih’te hayatının en mutlu gününü yaşayabilir.

Lazio’nun arada sırada parıltılar gösteren forveti. Bir de Filippo’nun kardeşi… Simone Inzaghi’nin futbolculuk kariyerinin büyük kısmını bu iki cümle özetlemişti. Abisi Filippo önce Juventus sonra Milan ile kazanılmadık kupa bırakmazken Simone onun gölgesinde kalmış ve hocalığa da 2016’da Lazio’da başlamıştı. Orada oturttuğu ve yavaş yavaş ustalaştığı 3-5-2’siyle Lazio’yu Kupa şampiyonluğuna taşıması ona 2021 yazında Inter’in kapılarını açtı.

Aslında hocanın Inter döneminin de parlak başladığını söylemek zor. Önce Milan’ın ardından Napoli’nin Scudettolarına tanıklık eden Simone hoca Inter ile de iki Coppa Italia kazansa da burada hedefler daha yüksekti. Aslında 2022’nin sonlarına doğru Inter yönetimi için büyük bir karar anı da gelmişti. Daha yeni yıl gelmeden Napoli’nin oynadığı futbol ve attığı puan farkı rakiplerinin ümidini kırmıştı. Özellikle de Conte sonrası aradığı kanı bulamadığını düşünen Inter’in. Ancak Inter yönetimi Şampiyonlar Ligi’nde gelen iyi sonuçların da etkisiyle hocasının arkasında durmayı seçti. Kuranın da yardımıyla İstanbul’daki finale kadar yürüyen Inter, orada Guardiola ve Rodri’ye boyun eğdi. Geleceğinin tartışıldığı bir dönemde Inter’i Şampiyonlar Ligi finaline kadar taşıması Simone Inzaghi’ye kredi kazandırsa da yönetimin artık bir lig şampiyonluğu beklediği de açık hale gelmişti.
İşte Simone Inzaghi ve Inter geçen sezona bu şartlar altında girdi. Bir yandan Şampiyonlar Ligi finalinin özgüvenini hissederken, diğer tarafta son iki sezon Milan ve Napoli’nin şampiyonluklarını izlemek durumunda kalmışlardı. Önlerindeki aylarda bunun acısını çıkardılar. Serie A’da kimsenin kafasını dahi çıkarmasına izin vermeden ezici bir şampiyonluk kazandılar. 38 maçta alınan 94 puan, en yakın rakibi Milan’a atılan 19 puanlık fark, ama belki de hepsinden önemlisi gitgide daha göze hoş gelen ve rakipler açısından çare bulunması zor hale gelen bir futbol. Bu süreç boyunca Simone Inzaghi neredeyse hiç ara vermeden tercih ettiği 3-5-2’sine ufak dokunuşlar yapmaya devam etmişti tabii.

İleri hatta Dzeko’nun gidişiyle Lautaro-Thuram ikilisi yükü çekerken hoca Hakan Çalhanoğlu’nun kariyerine de büyülü bir dokunuş yapmıştı. Önceki yıllardan hücumcu bir orta saha olarak kodladığımız Hakan Çalhanoğlu artık İtalyanların “regista” dediği derin oyun kurucu rolünün dünyadaki zirvelerinden biri olmuştu. Hakan’ın yanında Barella, Frattesi ve Mkhitaryan gibi silahlar tempoyu ve skor katkısını sağlıyordu. Bu merkeze uçak gibi kanat bekler de sürekli rotasyon halinde eşlik etti. Hoca Dimarco’yu da Dumfries’i de çok yüksek bir seviyeye çıkarırken hoca neredeyse her maçta 60. dakikada iki kanat bekini de değiştiriyordu. “Demokratik olmayan” bu beşli sistemde kanat beklerine binen yükü hoca Carlos Augusto ve Darmian’a da pay ederek takımın tazeliğini uzun süre korumasını sağladı. Inzaghi stoperde ise De Vrij, Acerbi, Pavard gibi birçok oyuncusunun ikinci baharından istifade etmeyi bildi. Üstüne Bastoni’nin ayak kalitesiyle Inter baş etmesi neredeyse imkansız bir takıma dönüştü.
Ancak Inter’in son yıllarından bahsederken oyuncu kalitesinin ötesine bakmak da gerekiyor. Inzaghi üç buçuk yıldır nakış gibi dokuduğu saha içi kombinasyonlarıyla sadece takımını ayrı bir noktaya taşımadı, taktik dünyasına da yeni bir soluk getirdi. 2007 sonrası Guardiola’nın yaptığı devrim kadar keskin olmasa da, Inter’i izlemek futbolun bundan sonra nereye gidebileceğine dair insanın ufkunu açıyordu. Öyle ki, akan oyunda zaman zaman Inter’ın üç stoperini orta sahaların önünde görmek sıradan bir deneyim haline gelmişti. Kanat bek ile orta saha sık sık yer değiştiriyor, forvetlerden biri takım top çıkarırken geriye yardım ediyordu. Inter, futbolun kaosuna da saygı gösteren ama bunu saha içindeki muhteşem bir ahenkle eşlik eden bir makineye dönüşmüştü…

Peki ya bu sezon? Yazın yapılan Taremi ve Zielinski eklemeleri hocanın elini biraz daha rahatlatırken artık neredeyse oynadığı bütün maçlara favori çıkan bir takıma dönüşmüştü Inter. Lige biraz yavaş girseler de Şampiyonlar Ligi’ndeki grup aşamasında sadece bir gol yediler ve hiç zorlanmadan son 16’daki yerlerini ayırttılar. Ligde Napoli’yle girdikleri Scudetto rekabeti son haftaya kadar devam edecek gibi gözüküyor. Ancak bu kez Inzaghi’nin ve Inter camiasının hedefi son olarak 2010’da tattıkları Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olabilir. Zira bu takım ikili eşleşmelerde de elenmesi çok zor bir canavara dönüşmüş durumda. Geçen sezon son 16 turunda Atletico’ya elenerek veda ettikleri bu büyük sahnede bu kez sonuna kadar gidebilecek bir oyun gücüne ve sahip. Ayrıca Şampiyonlar Ligi’nde doğal favori konumunda sayılabilecek Real Madrid, Barcelona veya Bayern Münih gibi takımlar da sezonun ilk yarısında farklı zaaflar gösterdi ve yenilmez görüntülerinden uzak gözüktü. 31 Mayıs gecesi Münih’te oynanacak Şampiyonlar Ligi finali, Inzaghi’nin son adımını atamadığı hikayeyi tamamlamak için ideal bir ortam sunabilir.

Peki dört yıl boyunca ağır ama sağlam adımlarla tanıklık ettiğimiz bu gelişim ülkemiz için ne mesajlar verebilir? Elbette ligimizde şu anki Inter kadrosu kadar güçlü ve pahalı bir kadro görmek imkansıza yakın. Ancak bence yine de Inter’in bu yapısından çıkarılacak dersler var. Avrupa’nın en çok teknik direktör değiştiren liglerinden birinde oynayan takımlarımız, acaba hocalara biraz daha sabır göstermeyi ve tıpkı Simone’nin yaptığı gibi bir sistem oluşturmayı bekleyebilir mi? Belki Beppe Marotta’nın sportif direktörlükte sergilediği ustalığı burada da bulmak zor, ama biraz daha akılcı ve ekonomik bir strateji bir hayal mi? Bu sezon ligimizde Göztepe ve Samsunspor’un yaptıkları er ya da geç bu modelin de ülkemize uğrayacağı konusunda bir umut kıvılcımı oluyor. Bu topraklardan son dört yıldaki Inter’ini çıkarmak elbette kolay değil, ancak bunun küçük ölçekli bir imitasyonunu görme hayali bile yüzümüzde bir tebessüm oluşturuyor.
ÖNE ÇIKANLAR

Kilo kontrolü, sağlıklı yaşam tarzının sürdürülmesi için kritik bir unsurdur. Kiloyu dengelemek; genetik yapı, yaş, cinsiyet, yaşam biçimi ve çevresel etkenler gibi birçok faktörden etkilenir. Bu noktalar bazen kilo yönetimini zorlaştırsa da dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite, sağlığı desteklemek ve kilo …

Hemen hemen herkesin günlük yaşamında karşılaştığı sürekli açlık hissi, neden kaynaklandığını tam olarak anlamakta zorlanılan bir durumdur. Gün boyunca düzenli öğünler tüketmenize rağmen açlık hissetmeye devam ediyorsanız, bu durumun arkasında birden fazla neden olabilir. Vücudun açlık sinyallerini tetikleyen …

İnsanlık, yüzyıllardır gençliği ve sağlığı korumanın sırlarını arar durur. Günümüzde bu arayış, bilimsel araştırmalar ve teknolojik gelişmeler sayesinde hiç olmadığı kadar ileri bir noktaya ulaşmıştır. Harvard Üniversitesi’nde genetik profesörü olan Dr. David Sinclair, yaşlanma sürecini anlamak ve yavaş…