Dikkat Dikkat

Gavi

21 yaş altındakilerin Ballon d’Or’u olarak nitelendirilen Kopa Ödülü’nü kazanan bir oyuncu hakkında ekstra cümleler kurmak kolay değil. Ama denememiz gerekli. Bu satırlar, genç Gavi’ye eşlik etmeli. Barcelona ve İspanya Milli Takımı’nda çıktığı ilk maçtan bugüne gösterdikleriyle kalitesini sahaya döken 18 yaşındaki oyuncu, toplu oyunda yaşından büyük işler yapmaya devam ediyor. Tek pasları, bir sonraki aksiyonu sahadaki herkesten önce düşünmesi, dar alan kabiliyeti ve âni dönüşleri, oyuncuyu ilk izlediğinizde göze çarpan meziyetleri. Ama “Gavi Fenomeni” az önce saydığımız birçok elit özellikle de sınırlı değil.

Kendisi gibi bir orta saha oyuncusu olan Xavi ile 50’den fazla maça çıkan Gavi, hocasının talepkâr taktiksel diziliminde yaklaşık bir senedir önemli rol oynuyor. Barcelona’nın kanatlarıyla verdiği genişliğe iç koridorlarda ve yarım alanlarda konumlanarak hücum eden genç yetenek, hem hatlar arasında top alma hem de kısa paslarla tempoyu belirleme konusunda kendisini hayli geliştirdi. Bu gelişim, milli takımda Barcelona’nın yapısına benzer bir sistem empoze eden Luis Enrique’nin de hoşuna gitmiş olacak ki İspanyol oyuncuya Uluslar Ligi’nde oynanan son altı maçta dört kez 11’de şans verdi.

Benzer bir şans İspanya’nın Dünya Kupası’ndaki açılış maçında da gelir mi bilinmez. Fakat Gavi’nin dar alandaki becerileri ve toplu oyun mahareti, Katar’da herkesin bekleyeceği bir izleti olacak, burası kesin.

Jude Bellingham

“Onun kalitesi hakkında konuşmaya gerek yok çünkü sahada kalitesini görüyorsunuz. Onu esas farklı kılan nokta, durmadan takım arkadaşlarına bağırması ve onlara liderlik etmesi. O çocuk, zihinsel olarak farklı bir yetiye sahip.”

Bu sözler, Jude Bellingham’a uzun süredir hayranlık besleyen Pep Guardiola’ya ait. Son yıllarda Şampiyonlar Ligi’nde ne zaman eşleşseler İngiliz oyuncuya ekstra bir parantez açan İspanyol hoca, Jude’un her ne kadar mental kabiliyetlerine hayran olduğunu söylese de sahada gösterdiği detaylara da hayli âşık. Savunma önünde aldığı toplarla mesafe kat edebilmesi ve bunu yaparken faul kazanması, geriden oyun kurmak isteyen takımlar için biçilmez bir kaftan. Aynı zamanda ceza sahası içine geç koşular atması da onu Guardiola takımları için bir cazibe merkezi hâline getiriyor.

Aslında sadece Guardiola takımları için değil, topsuz oyunda gösterdikleriyle de elit seviyede futbol oynayan her takım için ilgi merkezi olan Bellingham, bu sezon sonunda muhtemelen Dortmund’dan ayrılacak. 2023 yazında yeni takımına bir Dünya Kupası şampiyonu olarak mı yoksa kazanmaya aç büyük potansiyel olarak mı gideceği ise önümüzdeki günlerde netleşecek.

Antony

Oyunda eskisi kadar yıldız tozu göremiyor musunuz? Oyuncular fazla mı mekanikleşti? Mevkiler artık ortadan kalkıyor mu? Eğer bu ve benzeri endişelere sahipseniz, Antony sizin için güvenli bir liman. Ajax’ta gösterdiği etkili oyun ve bir nebze de şovlarla eski hocasının yolunu takip eden Brezilyalı, şu ana kadar Premier League’i bireysel yetenekleri ve golleri ile fethetmeyi başaramadı. Ama zamanı var. Çünkü Hollanda ve Brezilya’da gösterdiği potansiyel, onun her an şapkadan tavşan çıkartabilecek bir oyuncu olduğunu bize kanıtladı. Maç başına çektiği cömert sayılabilecek şut sayısı ve dribling denemeleri, oyuncunun ne kadar kaleye gitmeye odaklı olduğunu gösteren kıymetli verilerden biri. Aynı zamanda akan oyundaki asist beklentisinde de zirveye oynaması, onun bitirici olduğu kadar yaratıcı yönüne dair de bir gösterge.

Peki tüm bunları Dünya Kupası’nda gösterme fırsatı olacak mı? Esas soru burada yatıyor. Kuvvetle muhtemel 11 başlamayacak olsa da tıkanan veya kilidi zor açılacak maçlarda kenardan gelerek hem dribling denemeleri hem de uzaktan şutları ile rakip savunmaya zorluk çıkartabilir, hem de tehlikeli noktalarda kazanabileceği faullerle takımına duran top kazandırabilir. Ve her şeyden önemlisi, bir Dünya Kupası klasiği olan “Brezilya sosunu” tüm dünyaya eski günlerdeki gibi gösterebilir.

Jamal Musiala

Evet, Almanya’nın son yıllarda bir golcü sıkıntısı var. Ama çok uzun yıllardır taktik bilgisi yüksek oyuncu sıkıntısı yok. Ve Jamal Musiala, genç yaşına rağmen bu spektrumun ortasında yer almayı başarmış durumda. Henüz 19 yaşında olmasına rağmen Bayern Münih’in bu sezonki en golcü oyuncusu olan genç isim, büyük sahneye çıktığı ilk günden bu yana golcülüğünün ötesinde bir taktik bilgiye sahip olduğunu her fırsatta kanıtlıyor. Yay çevresinde konumlanış şekli ve attığı topsuz koşularla dinamizmin gücünü gözler önüne seren Jamal, her ne kadar bir hücumcu olarak tanımlansa da bundan çok daha fazlası.

Bundesliga’da akan oyunda en çok birincil ve ikincil şans yaratan dördüncü oyuncu olan genç yıldız, Julian Nagelsmann ile çalışmaya başladıktan sonra hayli derine inen ve orta sahaya gelip topla mesafe kat eden bir oyuncuya evrildi. Toplu oyundaki bu özelliklerinin yanı sıra Katar’da presçi kimliğini de göstermesi beklenen Musiala’nın Hansi Flick ile birlikte Almanya adına en büyük tehditlerden biri olması hayli muhtemel. Bu tehditkâr yapısını gollerle taçlandırır mı kestirmek zor olsa da onu komple bir hücumcu olarak izleme fırsatına sahip olmak, şimdiden herkes adına heyecan verici detaylardan biri olarak göze çarpıyor.

Aurelien Tchouameni

Fiziksel anomali. Günümüz sporunda fazla duyduğumuz bir kelime. Erling Haaland, Zion Williamson, Victor Wembanyama ve diğerleri. Örneğin, Aurelien Tchouameni. Monaco’daki kariyerinde orta sahayı neredeyse tek başına çekip çeviren, ikili mücadelelerin hemen hepsini kazanan ve pas arasında Ligue 1’in zirvesine oynayan genç Fransız, bu yaz Real Madrid’e transfer olduğunda aynı performansı LaLiga’da gösterebilir miydi? Evet, gösterebilirdi. Casemiro-Kroos-Modric orta sahasının varislerinden olarak görülen ve bu yatırımla transfer edilen Tchouameni, Fransa’da gösterdiği fizikselliğe ek olarak oyun kurulumundaki becerilerini de İspanya’ya taşımış durumda.

Üçüncü bölgeye pas, dribling ve top taşıma ile en çok giren orta sahalardan biri olan ve pas isabet yüzdesini Fransa’ya göre yükseleten 22 yaşındaki orta sahanın Didier Deschamps’ın Dünya Kupası’nda tercih edeceği orta saha ikililerinden biri olması şu an için hayli muhtemel. Paul Pogba’nın sakatlanması, N’Golo Kante’nin turnuvayı kaçırması ve takımın üçlü oynamasından dolayı orta sahada sertliğe ihtiyaç duyacak olan Deschamps, hem fiziksel yetileri hem de zihinsel önsezileri ile nerede konumlanması gerektiğini çok iyi bilen genç öğrencisine gerekli özgürlüğü verecek mi? Neden olmasın…