BASKETBOL

2025 NBA All-Star: Yeni Formatın Ardından

NBA All-Star organizasyonunun 74. edisyonu geçtiğimiz günlerde San Francisco’da düzenlendi. Alperen Şengün’ün de yer aldığı organizasyon ise çoğunlukla kötü hatıralarla aklımızda kaldı…

26 Şubat 2025 5 dk
2025 NBA All-Star: Yeni Formatın Ardından

NBA All-Star organizasyonu, kağıt üzerinde her yıl basketbol dünyasının en gözde etkinliklerinden biri olarak öne çıkıyor. Ancak organizasyonun 2025 edisyonunda uygulanan yeni format, hem oyuncular hem de seyirciler arasında tartışmalara neden oldu. NBA’in bu formatla amacı oyunun temposunu ve rekabetini artırmak olsa da yakın senelerde yapılan diğer değişiklikler gibi bazı geleneksel unsurların kaybolmaya yüz tuttuğu hayli aşikar.

Tabii bizler için organizasyonun en özel kısmı, Türk basketbolunun yükselen yıldızı Alperen Şengün’ün ilk kez All-Star olarak sahne almasıydı. Ancak format değişikliği ve bunun yansıması olarak Alperen gibi yıldızları sahada daha az süre izleyebilmemiz, muhtemel keyfimize bir miktar limon sıktı. Peki, bu yeni sistem biz izleyenlere ne kazandırdı, ne kaybettirdi, aklımızda neler kaldı?

nba all star

Rekabet Umudu

Sekiz kişiden oluşan üç takıma ek olarak Yükselen Yıldızlar maçının galibinin All-Star gecesinde oynanacak mini turnuvayı tamamlayan dördüncü takım olarak tamamlaması, özellikle genç takım ekseninde bir rekabet ihtimali doğurabilirdi. Ancak ligin ağır abilerinden oluşan Team Shaq ile eşleşen genç ekip Team Candace, güçlü rakibine çok da diş geçiremedi. Bir noktaya kadar maçı ortada götürseler de Team Shaq gerektiği anda vitesi artırdı ve yarı finaldeki eşleşmede 40 sayıya ulaşan ilk takım olarak adını finale yazdırdı. Biz izleyicilerin rekabet umudu ise sadece umut olarak kaldı.


Alperen Şengün

Evet, Alperen başlı başına bir gündem maddesi olmayı fazlasıyla hak etti, hak ediyor da. Zira 18 yıl aranın ardından ilk kez NBA All-Star sahnesinde bizden biri vardı. Mehmet Okur’un 2007’de Carlos Boozer yerine girdiğini hatırlarsak, Alperen’in ‘asillerden’ All-Star’a seçilen ilk Türk olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Yarı finaldeki maçta bulduğu peş peşe iki basketle bizler iyice havaya girsek de hem formatın azizliği hem de farklı biten finalde neredeyse süre alamaması, keyfimizi biraz kaçırmıştı. Ancak günün sonunda All-Star’ın bir oyuncu için süre almak ya da istatistik yapmak kadar o organizasyona seçilme apoleti anlamını taşıdığını da unutmamak gerek. Alperen de o apoleti daha çok elde edecek bir çizgide ilerliyor.

alperen şengün

Azalan Geleneksel Rekabet

Aynı sayfa içerisinde hem “rekabet umudu” hem de “azalan geleneksel rekabet” maddelerini görmek bir nevi oksimoron yaratsa da aslında durum tam olarak öyle değil. Genç isimlerin katmasını beklediğimiz rekabetçilik istediğimiz seviyede olmayınca, amiyane tabirle ligin ağır abilerinin dilediği gibi at koşturduğu -ve pek de izleyicilerin istediği gibi olmadığı- bir ortam karşımıza çıktı. Yakın yıllarda yapılan takım kaptanlı versiyonda galibiyet için hedef sayı mantığı kısa süreliğine bizleri memnun etmişti fakat bu sene yarı final ve finallerde yapılan 40 sayılık galibiyet hedefi hem düşük bir barem olarak kaldı hem de bu düşük bareme rağmen takımların savunma yapmayı diğer çoğu yılda olduğu gibi pek düşünmemesi antrenman havasında geçen bir organizasyon izlememize sebebiyet verdi.

nba all star 25

Topun Oyunda Kalma Süresi

Bu ifadeyi daha çok futbolda, hatta Türk futbolunda düşük kalması itibarıyla sık duymuş olabilirsiniz. Ne yazık ki 2025 NBA All-Star mini turnuvasında da durum, Türk futbolundan çok farklı değildi. Totalde üç saati aşan organizasyonda toplamda tam 80 dakikalık reklam kuşağı yayımlandı, sadece 42 dakikalık bir süre zarfında basketbol izleyebildik. NBA’in yer yer maçları 48 dakika yerine 40 dakikadan oynatmayı düşündüğü ve bu konuda “gençlerin ekranda kalma süresi çok az” saikiyle harekete geçmek istediği hesaba katılırsa, ligin en iyi yıldızlarını üç saatlik süreçte sadece 42 dakikalığına görebilmemiz pek de tutarlı olmadı.

Tekrar ve Tekrar Değişen Format

All-Star çerçevesinde yazılmış başka yazıları ya da yapılmış başka yorumları duymuş olabilirsiniz. Herkesin farklı farklı düşünceleri olsa da temel kanı, milenyumun ilk yıllarının aksine yıldız isimleri izleme sıklığımızın ve şansımızın daha da arttığı. İnternet gelişti, yayıncılar büyüdü, NBA League Pass sezonun tüm maçlarını izleme imkanı tanımakta ve dolayısıyla bu yıldızları bir takvim yılının büyük bir kısmında, istediğimiz her an açıp izleyebiliyoruz. Hem de daha rekabetçi anlarıyla. Dolayısıyla bu her şeye erişme şansımız, NBA All-Star organizasyonu çerçevesinde bir şanssızlık. Bu şansı NBA yönetiminin birkaç sezonda bir yaptığı format değiştirme çırpınışlarıyla birleştirdiğimizde ortaya çok da iyi bir sonuç çıkmıyor. İyi bir sonuç çıkacağa da pek benzemiyor.

nba

Monotonlaşan Yarışmalar

All-Star organizasyonunun merkezinde pazar gecesinde oynanan mini turnuva vardı elbette fakat cumartesi gecesini de es geçmemek lazım. Smaç yarışması ne yazık ki iyiden iyiye Mac McClung’ın koca bir sezon hazırlanıp kendi çapında bir görsel şölen sunduğu -hakkını verelim, cumartesi gecesinin en formda ismi oydu- bir hale büründü. Üç sayı yarışması son yıllarda geçmişteki smaç yarışmasının yerine geçmiş, o tahtı kapmış vaziyetteydi ancak hem Stephen Curry gibi bir ikonun kendi evinde sahne almaması itibarıyla hem de son iki sezonun şampiyonu Damian Lillard’ın beklentilerin altında kalmasıyla ne yazık ki isteneni veremedi. Yetenek yarışması ise malumunuz, cumartesi gecesinin açılış yemeği olması itibarıyla beklenti hiçbir zaman yüksek olmadı fakat bu yarışmaya dair akılda en çok kalan detayın yarışmayı “hacklemeye” çalıştığı için diskalifiye olan Chris Paul & Victor Wembanyama olması, yarışmanın ne kadar anlamlı olduğuna dair bazı doneler veriyor…

Ruhat Akkuş

Ruhat Akkuş

1999 doğumlu, 2018’den beri Socrates Dergi’de çalışıyor. Basketbol en büyük tutkusu.

Tüm yazılarına göz at (7)
SAYFA BAŞINA DÖN

ÖNE ÇIKANLAR

MAC+
KULÜP VE STÜDYOLAR